ESKİÇAĞA TÜRBESİ 9

Eskiçağa Türbesi, Yıldırım Camii doğusunda bulunmaktadır. Kime ait olduğu bilinmemekte, fakat muhtemelen burada bulunan diğer eserlerle birlikte aynı tarihte yapılmış olabileceği sanılmaktadır. Kare plânda basit bir yapı olmakla beraber Osmanlı türbe mimarisinin tipik örneklerindendir.

Burada yatan zatın Halveti Tarikatının Şabaniye kolundan olan Hayruddin Efendi isimli bir veli olduğu sanılmaktadır.

Eskiçağa Türbesi

Mezar Odası

“Menkıbe-i Şaban-ı Veli ve Türbename” isimli eserde bu veliden şu şekilde söz edilmektedir. Şaban-ı Veli Efendi’nin keramet sahibi ve halifi olan Muhyiddin Efendi bir gün dervişleri ile Çağa Kasabasına doğru yol alıyordu. Hava bozuktu. Yaya olarak yürüyen dervişlerden bir kısmı dayanamayıp dinlenmek istediler. Muhyiddin Efendi önce onların isteklerine uydu ise de birden bire yola devam kararı aldı. Acele ettirerek dervişleri yola çıkardı. Bazı dervişler yola çıkmadılar orada kaldılar. Fakat Muhyiddin Efendi sadık dervişleri ile Çağa’ya ulaştı. Bu aceleye sebep şu imiş ki; Şaban Efendi silsilesinden Çağa’da irşad eden Hayruddin Efendi isimli bir muhterem vefat etmiş. Vefat etmeden önce “Namazını kim kılsın?” diye sorulduğunda “Her şeyimi hazırlayın namazımı kılacak zat gelir” demiş. Etraftakiler “Kim gelecek” diye beklerken Muhyiddin Efendi aceleyle kasabaya gelir. Halk onu karşılar. Muhteremin namazı kılınır. 10

Ali Rıza Ünlü, Karaca Şeyh adında bir şeyhin türbesinin bulunduğunu yazar. Karaca Şeyh Horasan’dan kabilesi ile gelerek Çağa Kazasına yerleşmiştir. Öldükten sonra Çağa’ya defnedilmiştir.

Ünlü Hoca’nın naklettiği Karaca Şeyh’in türbesi bu türbe olabilir. Bununla birlikte Eskiçağa’da bu türbe ile üç adet daha türbe vardır. Bu türbeler Mengen-Yeniçağa yolunu genişletme çalışmaları sırasında yıkılmışlardır. Bu türbelerin Yıldırım Bayezid komutasındaki yeniçeri ağalarına ait oldukları veya Anadolu’ya gelen ilk Türklere erenlere, gönül erenlerine, ait olduğu sanılmaktadır.


 9 Kaynak: İdris Keleş, Yeniçağa Tarihi 1, Çağa ve Köylerinin Tarihi.

 10 Güzellikler Diyarı Yeniçağa s.108