Vakıflar 19

Vakıf, varlıklı kişilerin mülkünü resmi olarak fakir Müslümanlara bırakması veya hayır kurumu olarak insanların kullanımına sunmasıdır. İnsanlara ihsan ve ikram gayesiyle kurulur. Vakıf ibadet değil kurbettir. Yani sevap kazanmak için yapılan bir iştir. 

Vakıflar çok eski tarihli olup Peygamber Efendimiz’den önceki peygamberler zamanında da vakıflar kurulmuştur. Vakıf adı verilen kuruluşlara eski milletlerden Mısırlılar, Romalılar ve diğerlerinde de rastlanır. İslamiyetin gelmesi ile hakiki hüviyetine kavuşmuştur. Anadolu’da Büyük Selçuklular ile kurulmuş, Beylikler ve Anadolu Selçuklu Devleti ile gelişmiştir. En büyük gelişmeyi Osmanlı Devleti zamanında göstermiştir. 

Vakıf Sistemi söyledir: Varlıklı kimse cami, mescid, şifahane, imaret, okul gibi herkesin yararlanabileceği bir hayır kurumu yaptırır. Bunun sürekli hizmet göstermesi ve bakımı için tarla, bağ, bahçe, zeytinlik, dükkân ya da han gibi taşınmaz malları vakıf haline getirirdi. Bu malların işletme geliri ile o hayır kurumunu genel giderleri karşılanırdı. 

Çağa Kazası’nda tarih boyunca çeşitli vakıflar kurulmuştur. Kurulan bu vakıflar fakir insanlara hizmet ettiği gibi, sosyal hayatta kullanılan kurumların var olmasında katkı sağlamıştır. 1530 tarihli Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri’nde Çağa’da bulunan vakıf malları detaylı bir şekilde gösterilmiştir. Bu dönemde Çağa’da vakıf malı olarak Yıldırım Bayezid Camisi, iki mescid, bir muallimhane, Yıldırım Bayezid Hamamı, 19 tarla, 13 çiftlik, 37 ev, 45.000 nakit para bulunmaktadır. Bu rakamlardan da anlaşılacağı gibi Çağa Kazası’nda vakıf sistemi Osmanlı Devleti’nin tamamında olduğu gibi büyük bir gelişme göstermiştir.

1706 tarihli Bolu Livası Tahrir Defteri’nde Çağa Kazası’nda bulunan vakıflar açık bir şekilde sayılmıştır. Bu vakıflar şunlardır: Süleyman Dede Vakfı (Seydi Süleyman Vakfı), Abdullah İmamoğlu Vakfı, Hasan Dede Vakfı, Osman Dede Vakfı, Hafız Hacı Bayram Vakfı’dır. Bu vakıflar 1530 Vilayet Defteri’nde sayılan tüm kurular yine mevcut idi. Bu kurumlar dışında yenileri de eklenmişti.

1845 tarihli Temettuat Defteri’nde yukarıda sayılan vakıflara bir vakıf daha eklenmiştir. Bu vakfın adı Ali baba vakfı’dır. Tüm bu vakıflar insanlığa hizmeti gaye edinerek çalışmışlardır. Bu yüzden vakıf malları “Tanrı Mülkü” olarak kabul edilmiş ve korunmuştur. 


 19 Kaynak: İdris Keleş, Yeniçağa Tarihi 1, Çağa ve Köylerinin Tarihi.